Bu fotoda mutluluktan kanat çırpşılarımın kanıtı:P
Sabiha Gökçen'de uçaktan inip otobüse biniş. Kaşe kaban, atkı-bere-eldiven kombinine bürünüş ve ardından otobüsteki tüm t-shirt ahalisinin mıknatıs gibi bakışları üzerime çekiş, anında Uykusuz dergimin arkasına saklanıp yok oluş:((( Sonrasında ekibi toplayıp Moda Kırıntı'da Yengeç bacağına sarılı balık eti kızartmasını yani akdeniz lokumu aperatifi ile Suffleyi mideye indirerek hasret gideriş.
19.02.10
Sabah Nişantaşındaki tedaviden sonra İstinye Parkta mı? Forum İstanbul'da mı? alışveriş çılgınlığımı dizginleyeyim diye düşünerek taksim metrosuna iniş. O esnada yardımseverliği yüzünden okunan Hayrettin Abi ile tanışıp 4.Levent'e kadar lak lak ederek seyahat ediş. Onun deyimiyle doğma büyüme İstanbullu birine rastladığım için Annemin dualarını alış( Valla doğru tespit Antikacı, Kova erkeği, Kimya mühendisi Ermeni Maria'nın sevdiceği abijim:P). İstinye dolmuşlarına eşlik edip, tanışmaya memnun olduktan sonra İstinye Park'ın yolunu tutuş. Dağcılığın en büyük getirilerinden 7-70e herkesle iletişime geçebilme yetisi nedeniyle tekrardan mutlu oluş. Otobüs faciasından sonra sezona uygun alışveriş yapış ve yemek molasında Feridun Düzağacı görüp çarprazına kurularak yemek yemeği keyfe dönüştürüş:P Dönüş boyuncada Feridun'un "İçimden şehirler geçiyor."parçasını bana söyleyişini hayal ede ede Ortaköy'ün yolunu tutuş. Nolur? Nolur? Nolur? Yaz gelsin de şu ganimetlerime dolapta seyrine bakmaktansa, üstümde salınarak gezivereyim:( Hem Ortaköysever hem de sanatsever olunca By Fethi tarafından yapılan cam boyamalarından, tüm sevdiklerimi barındarınını zimmetime geçiriş.
Daha sonra bu ekiple iyi coşulur diyerek plansız Taksim'in yolunu tutuş ve Hayal Beyoğlu'unda; gelmeden önce Nefise Karatay'ın sunduğu Afiş programında röpartajlarını izlediğim Mirkelam+Kargonun sahne performanslarını izleyiş. "Naptın Asuman? Yap bir pansuman.""İşte bu kapı. İşte bu da sapı!""Kartal ve Pendik, gittik gittik geldik." "Tavla, tavla beni tavla. Tavla pulları, zarları..."" Hey aşk nerdesin? Güzel yerdesin. Tamam da nerdesin?"... diye giden mizah içerikli sözlerle maziyi anış. Konser esnasında önümüze dikilen ve masamıza çantaları ile montlarını yerleştiren, aralarında zero çekim gücü olan, Bebek tayfası kokan Çiftin eşyalarına;arkadaşlarla konuşma esnasında,şuursuzca kolumu koymam sonucu fesatça "Siz hırsızsınız. Değilsenizde tipiniz öyle gösteriyor!" imalı bakış ve davranışlarını çekiş. Kıstasa kıstas mantığıyla aynı muameleyi ardından biz onlara yapış. Hırrr... Sebepsiz ve anlamsız hafif dozajlı gerilim yaşayış. İlerleyen saatlerde içeriye BKM oyuncularından İbrahim Büyükak, Murat Eken, Eser Yenenler ve Oğuzhan Koç , ardından Haneler dizisinden Fırat Doğruloğlu, ardından Kıvılcım Dizisinden ve Koçum Benim'den Murat Prosçiler girmesiyle tam anlamıyla paparazilere layık İstanbul Geceleri oluş.Biz ise sanki ünlü onlar değilde bizmişiz, sizde kimsiniz biz varken hahayt havalarında acaba bizimde köşede burun kıvıran tipler olarak bir skeç kullanırlarmı geyikleriyle ortamdan ayrılış.Birkeresindede çok sevdiğimiz çizgili T-shirtü ile meşhur Ersin Karabulut'u Moda Köyümde görmüş ve çapraz masaya kurulup karşısındaki kızla olan ilişkilerini çözmeye çalışmıştık. Sonra acaba bizi farketmişmidir,bir karikatüründe kullanırmı diye hayal kurmuştuk .Şahsen ben beynimde O'nun yerine kendimizi çizmiş. üstünede bir posta gülmüştüm. Bu şekilde bir Skeçe ya da Karikatürlerine rastlarsanız bilin ki O benimmmm! Yarı ünlü sayılırım:P
KAMPANYATÖR:Bu yazımı ilk okuyana imzalı resmimi bahşedicem:D))))
20.02.10
Sabah saç boyatma ardından bir hışımla,yataktanmı kalktım kuafördenmi çıktım söylenmeleriyle evin yollunu tuttuş. Sonra canım dostlarımla beraber Beyoğlu Old City Comedy Club'a Yersiz oyuncuları izlemeye gidiş. Çene kaslarımızı baya geliştirip. bir Necmiye kadar olup Yılmaz'a hayranlığımızı belli edemedik geyikleriyle Leb-i derya'ya gidiş. Gerçi bundan önce Yersiz Oyuncuları izlediğimizde ben sahne tozunu yutmuş ve dublaj yapmam gereken bölümü cıbırca yapmıştım. Sonrada kulise gidip ekiple foto çekinmiş ve Bigiyle Yılmaz kime sarıldı kıskançlığını yapmıştık:P
Leb-i deryada son günüm diye uykusundan fedakarlık yapan canlarım(Bigi,Esqi,Meleq, Gülizar) İyi ki varsınız. Bir dahaki seferde bana kırılan, hatta fırçalayan Kuzen Yel'e, Teyze, Serhat'a, Serkan'a, Gülşah'a, Sevda'ya ve Hakan'a görüşme payı ayırmak farz oldu! Ee Doğal olarak da tekrarlamak bu geziyi farz oldu:P Şimdi ise yeni geleceğe dair planlar
- Romalı Helen Tosh için Ankara'ya gitmek
- Manga konserine en yakın nereye gelirse gitmek
- Erzincan'a dağcılık şenliğine gitmek
- Diyarbakır'a ve Mardin Midyat'a gitmek.
Bakalım kaç tanesine tick atabilcem??
Bu manzaradan sonra
buranın manzarasının seyrine bakmakda hiçde içi açıcı değil ama değil mi a be dostlar? :/
Birde İstanbul semalarında topluca süzülen Martılar neyin alamati derken kargalar Cemrenin alamati mi? İşte kibrit kutucuğumada fareler
kemirmeden bir bütün halinde kavuşanzi! Teşekkürler Demet!!
Bunlarda buranın ganimetleri.Kolye ve halhala uygun fiyata sahip oldum. Gene işyeri alışverişinde:) Küpelerde Ankara'ya gidip gelen arkadaşımdan hediye.
P.S: Ya bu blog bugün ne çok arıza çıkardı >:( Zevkten çok işkenceye dönerse boşarım seni bilesin!