29 Eylül 2012 Cumartesi

ARŞİVDEN GERİYE KALANLAR


 Son ramazanda sahur sofrası. Bir gariplik var. Evet!
 Köyde çocuk olmak
 Organik domates
Organik bamya
 Organik kavun
 Köydeki doğal yaşam
 Mis gibi köy ekmeğinin pişirme noktası
 Plastik terliklerimle köye adaptasyon
 Desenlerin uyumu
 Konya-Mevlana
 Kekliği düz ovada görüntülerler
 Yolculuk öğünü
 İstanbul da eşsiz durağımız
Kulaklarımızın pasını sildiren eski 45liklerin dile geldiği elektro pikap
Guitar hero'yu öğrenme çabası

27 Eylül 2012 Perşembe

KAŞ

Tatil biteli bir ay olup üzerine yeni işime başladığım halde bir türlü fotoğrafları yükleyip paylaşamamıştım. Yeni iş yeni ortam beni biraz yordu.ve meşguliyete sebep oldu. Neyse geçelim onuda favori tatil yerlerimden birine girecek olan Kaş fotolarıma gelelim. Kaş; Yunanistan'a bağlı Meis adasını göz varsayarsak ona kaş oluşturacak şekilde bir koya sahip olduğu için bu ismi almış. Antalya'dan çok Kalkan ve Fethiye'ye yakın. Merkez küçük olduğundan kendi aracı olmayanlara ulaşım  rahat. Ortamı hem ailelere hem kız kıza gelmelere hem de kopkoplarda işi olmayıp sakin bir tatil isteyenlere uygun. Fiyatlarda oldukça makul. İlgi görmek için turist gibi davranmak gerekli değil(!). Paraya doymuş bir esnafı yok. Oldukça samimi ve yardımcı olmaya istekliler. 
Konaklamaya gelince, aslında yaptığımız araştırmalar sonucu(çevreden ve internetten) amacımız APHRODİTE PANSİYONda kalmaktı.Fakat rezervasyonda gecikince bize yardımcı oldular ve konaklamayı OREO HOTELe ayarladılar. Kaldığımız yer turistler için sadece gecelemelik bir yerdi. Temizlik ve kahvaltı kötüydü. Fiyatı makul olduğu ve sadece uyumak için kullandığımız için çok da sorun etmedik. Sadece fön makinesi olmaması sinüzit olmama sebep oldu:( Aktivitelerde de Aphrodite'den Süleyman amca ile Birdal yardımcı oldu. Teyzenin ismini bilmiyorum ama teşekkür etmek için aradığımızda "Sizin insanlığınızı yerimmmm..."le ve daha nicesi ile bizi oldukça eğlendirdi :))
Balkonumuzdaki limon ve begonviller
Havuz manzaramız
Havuzumuz
Bahçeden gün batımı
Kahvaltıda bize eşlik eden dostlarımız
İdareten verilen kahvaltımız
Aklımızda kalan pansiyondan birkaç ayrıntı
Kaş sokakları
Yemeği dışarda hallettiğimiz için yeni keşiflerde bulunduk.Dondurmalı irmik helvası. Dehşetti!
2009 yılında ilk kez Fethiye'de tanışıp 2011'de Dalyan'da tekrar karşılaşıp daha sonra 2012'de Kaş'ta karşılaştığımız Koray! Görüşmesek de tatillerde buluşuruz:)) İlknur'la ortak doğumgünlerini bile kutladık. Şerefe mojito ve frozen!!!
Ojemin rengindeki yaban mersini yani şirinler dondurmam. Dehşetti!
Karides,mavi yengeç ya da balık yemeye niyetlendik ama olmadı :(
Fırında pidesi ile meşhur Çınarlar. Güzeldi!
Orjinal bir sunum
Arı kovanından yapılan ve bilmem ne taşından süslenmiş ilginç ışıklandırma
Pencere önü motoru
Renkli sandalyeler heryerde herzaman güzel
Mis kokulu yasemin
Likya döneminden kalma Lahit
Kaş sokaklarını geceleri gezmek çok keyifliydi
İddiaya göre yıllardır meskeni çeşme olan kedicik
Kaş sokaklarını keşfedince sıra geldi denize. İlk gün limanağzına Nuri's beach'e gittik. Gayet güzeldi.
Sonra camlı tekneyle kekova turuna katıldık.  Burası Burç koyu. Akvaryum koyuna ters akıntıdan dolayı giremedik.
Teknemiz oldukça neşeliydi.
İstikamet ileri kaptan!
Sea kayaking yapanları uzaktan seyrettik. Heveslendik ama sıcakta cekilmez olduğuna karar verip tekneyi tercih etmiş olmaktan dolayı doğru bir karar aldığımızı anladık.
Korsan mağarası
Likyalılara ait olup depremle sular altında kalan batık şehir. Görünen ısıtma kanallarına sahip bir ev kalıntısı
Geçit
Merdivenler
Teknede yemeğime musallat olan mutant arı
Maskotumuz Elif
Ters ışık
Kaleköy,kale ve batık lahit
Yengeç
Kale yolundaki eşsiz manzara
Kale
Kaleköyün doğal şeftalili ve vişneli dondurması. Bayıldım!
Üçağızdan bilgiler
Tatilin üçüncü günü Jeep safriye katıldık.
Türkiye'nin ikinci uzun  kumsalı Patara plajındaki ben,deniz ve görgüsüzlüğüm :P
Xantos'ta Büyük İskender adına yapılan şehir kapısı
Tarih eğitimi almış rehberimizin akıcı tarih anlatımıyla vurulduğumuz ve tarih eksikliğimizin yüzümüze çarpıldığı Xantos şehri. Likyalılar Persler tarafından ele geçirileceklerini anlayınca şehrin ortasına kocaman bir ateş yakıp ilk toplu intiharı gerçekleştirmişler. Ayrıca Türkiye'de hiç antik tiyatro olmadığını asıl antik tiyatronun Roma'daki  Coliseum olduğunu öğrendim. Xantos'taki tiyatronun birde çok ilginç akustik bir yapılandırması vardı. Taşlardan değişik bir tını geliyordu.Ayrıca Kaş'ta tercih ettiğimiz firmanın XANTOS olması da ayrı bir manidar :)
Xantos'tan sonra Saklıkentde kanyon geçişi ve body rafting yaptık. Body rafting'de konyonun belli bir yerinden yüz üstü kendini suya bırakıyorsun ve iki dakika sonra belli bir yerinde rehberler seslendikleri anda ayağa kalkmak gerekiyor yoksa oluşan bir girdap var oradan akıntıya kapılma ihtimali yüksek. Yapmadan öncede yüzmeyi iyi bilmen gerektiği söyleniyor. Bendeki aptal cesareti ile bende atladım ve az kalsın ayağa kalkma bölümünde boğuluyordum. Çünkü erken bir hamle ile ayağa kalkmaya çalışınca suyun dibini boyladım. Neyseki çabuk toparladım ve akıntıya kapılmadan doğruldum ve sudan çıktığımda dizlerimin bağı çözülmüştü. Sanırım bir daha denemem. Yükseklikle ilgili hiç problemim yok. Çok cesaretliyimdir ama suda nefessiz kalma ve boğulma fobim olduğu için biraz temkinli olmamda fayda var:)
Saklıkentteki saklı cennet
Saklıkentten sonra kaputaş plajına gittik. Çok fazla dalgalıydı ama süper bir suyu var. Karpuzlarda 200 basamak merdiveni tırmandıktan sonra bizi bekleyen enerjimiz:)
Kaş'a girişimizde bizi karşılayan dolunay
Son günümüzde de Canyoning yaptık. Tatilimizin hem en pahalı hem de en güvensiz faaliyetiydi. Kıytırık fotoğraf çekimleri yüklü cdye 20 YTL verdik. 25 ile 50 metre iniş ve birkaç çıkış yaptık. Bence liderler çok deneyimsiz ve çocuksuydu. Belki dağcılık ile uğraştığım içinmidir nedir iniş takımlarını çok güvensiz buldum. Asla bir daha yapmam, tavsiyede etmem. 
50 m inişimiz
Tek güzel yanı minik su havuzları ve şelalerdi.
Tatil olur da ayak fotoğrafsızı olurmu? :) Bunlarda tatilin kapanış fotoğrafları olsun:)))