16 Ekim 2009 Cuma

ENTROPİ



Yukarıda görmüş olduğunuz kitapla bugünlerde baya haşır neşirim. Başlık yazısıda kelime dağarcığıma kattığı yeni kelime. Kitaba göre ya da çevirmene göre mi demeliydim bilmiyorum ama anlamı: MEVCUT ENERJİNİN AZALMASI. Yaptığım araştırmalarda ise EVRENDEKİ DÜZENSİZLİK EĞİLİMİ, MİNUMUM ENERJİ+ MAXİMUM DÜZENSİZLİK PRENSİBİ demek. Heriki tarafcada şuaralar olmasını ve süreğenleşmesinden korktuğum entropiden dolayı hemen çevremde düzenlemelere giriştim. Önce kuzen YEL'in RİZE-PAZAR daki düğününden azbuçuk bahsedeyim sonrası girişimlerimi bir bir sıralayacağım! He bir de kitap bitince yorumumu eklerim. Arasındaki ayıraç da erzurumdan edindiğim bahsi geçen zimmetimdir.




Uyur uyanık bir gecenin ardından bölgemden 4.5 saat sürmesini umduğum ama işkenceye dönüşen 7 saat yolculuğa çrş günü çıktım. Önce Artvine bağlı Şavşat'da firma araç değişikliği yaptı. Bu fotoyu orda çektim. Sırtıma attım sabrımı ve hayallerimi yola koyuldum. Şavşatın da bulunduğum bölgenin merkezi olmasını hayal ettim. Çünkü doğa yapısı güzel ve ovalarında eminim bisiklet sürmek, uçurtma uçurmak, kareli örtüler üzerinde sepetten çıkarılan köy yumurtaları ve taş fırın ekmeği eşliğinde kahvaltı yapmak çok zevkli olur. Ayrıca önünden geçtiğim ve bir gün gitmeyi umduğum LAŞET BALIK RESTAURANT ve BUNGALOV EVLER çok cazip görünüyordu. Gel gelelim yolcuğa... Tam bir köy minübüsü gibiydi. Bir kere otobüsün içi ıslak kalmış çamaşır hatta kokuşmuş çorap gibi kokuyordu. Tam burnum kokuya alışıyor, pat mola veriyoruz inip soluklanayayım diyorum tekrar yerime yerleştiğimde kabus geri dönüyor. Çekinik nefes almalar, kolanya ve parfümüme mahkum olmalar... Bir de 'ben fasülye alıcaktım' diyene, el atıp 'abi şu poşeti şurda bırakıver' diyene, yoldan geçene selam verene, her benzin istasyonunda da durulmazki be canım? Siz hiç bisküvi çay dağıtılmayan ama hurma meyvesi dağıtılan bir yolculuk yaptınız mı? ben yaptım! puf! Neyse sonrasında aç, harap bitap sevdiklerime kavuştum. Ayder'de muhlama ve laz böreği keyfini kaçırdım haliyle. Polyana oldum ve 2006da gittiğim bir haftalık KDRKnın dağcılık şenliğinde yaptıklarımla avunarak düğün ekibine katıldım. Düğündede tulum eşliğinde horon teperek ve danışıklı dövüş de olsa gelin çiçeğini kaparak kısa günün karı deyip Rize gezimi de tamamladım.



Bunlar da Rize hatıralarım. Mor şalım KDRK şenlikten...




NON ENTROPİ ÇALIŞMASI 1: İKEA dan alınmış bir dolapla burda böbürlenmek isterdim ama burdan 3 yıl sonra gittiğimde yanımda hiçbirşey götürmek istemediğim ve ardımda da üzülcek birşey bırakmak istemediğim için sıradan bir sebzeliğimi smile stikerları ile süsleyip biraz da olsun gülümsemek!



NON ENTROPİ ÇALIŞMASI 2: Tıransparan ve fosforlu aydede, yıldızlar ve kalplerimle gecelerimi aydınlatmak







NON ENTROPİ ÇALIŞMASI 3: resim yapmak



Bu resmi kadıköyden özellikle odamın duvarına asmak için almıştım. Tabii resmini de yapmak istedim ama sonra yemedi:) Kalem tutup çiziktirmeyeli yıllar oldu. En son hatırladığım klupten bir abimizin doğum günü için spor kaya tırmanışı yapan bir adamın resmini çizip t-shirt baskısını yaptırmak için resim yaptığımdı.. Höh! Enaz 2 yıl olmuş. :(((



Bunu da İstanbul'da GRAND BAZAAR dan yani kapalı çarşıdan almış olduğum bi t-shirt baskısı. Bunu çizeyim dedim ama gene yemedi...


Vee... Sonunda yedi:) İnternetten bulduğum http://www.duvarsticker.com/ adresinden hem dahice bulduğum hem de kopyaladığım istanbul sliüetini çizdim. Bu gördüğünüz eller kalem tutmayalı Cin ali çizmeyi bile unutmuş:( Anca bukadar bişiler yaptım... Ayrıca evim olsun alıcam bu stikerlardan beşer onar evimin duvarlarına:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder