10 Eylül 2010 Cuma

"HAYIRLISI"....

Biliyorumki başlığı görünce genemi referandum cümleleri diyeceksiniz ama alakası yoğdur:) Tamamen ev arkadaşımla üzerimizde dolanan kara bulutun lanetinden koruduğuna inanılan sihirli sözcüktür kendisi;)Şimdik bayrama uçak bileti almak konusunda elimde olmayan nedenlerden dolayı geç kaldığım için ve fiyatları dudak uçuklatan düzeye yükseldiği için bayrama gidemedim:( Herkese şeker tadında bayramlar o yüzden...Benim yerimede bolcana tıkınmalar. Gurbettede bayram geçirmek zor biliyooormuuuusun? Bayram çocukları gibi hevesle giyinip kös kös oturuyorsun evde:( Neyse konumuz olan kara bulutun lanetinden bahsedeyim azcık. Geçtiğimiz cuma mesai çıkışı cüzdanıma el attığımda baktımki paralar yürümüş gitmiş. Pazartesi iş yerini görüntüleyen kamera görüntülerini bir sürü prosedürü aşarak izledim. Anlamlandıramadığım bana bukadar işlem yaptırılmasına rağmen sivil girişli birinin elini kolunu sallayarak içeri girmesi ve bütün bölümleri kimse sende kimsin demeden talan etmesiydi. Neysee... Sonra giriş kaydı olmadığı ama görüntüleri olan zanlıyı polise yansıtalım mı yansıtmayalım mı derken zanlı salı günü tekrar sahalarda görüldü, tanındı ve yakalandı. İşte işin hazin kısmı burda başlıyor:( Henüz 13 yaşında boşanmış ve terkedilmiş bir ailenin çocuğu. Ailenin gelir kaynakları var ama çocuk kleptomania hastalığı olmalı ki daha öncedende benzer vukuatlara karışmış. Sonrasında annenin üzgün tavrına ve çocuğun gözlerimin içine bile bakamamasına üzülerek şikayetçi olmaktan vazgeçtim. Taa kiii... Akşamında fotoğraf makineminde olmadığını farkedene kadar! Ertesi gün ailesiyle tekrar iletişime geçtim ve fotoğraf makinemin 20 ytl kadar(ki iki yıl önce 500 küsüre almıştım) komik bir rakama satıldığını öğrendim. Bukez devreye çocuğun dayısı girdi ve yeni bir fotoğraf makinesi alınarak olay el altından kapandı. Şimdi sorguladıklarım ve saptadıklarım;
1. Aile problemlerini çocuklara yansıtmak nelere sebep olabilir? Annenin gelir gelmez asıl konumuzdan sapıp babayı kötülemeye başlaması, farkındaydık ama emin olamadık bu huyundan deyip şimdiye kadar hiç bir önlem almaması, çocuğun kazandığı iki üç kuruşa göz dikip eline para vermeden hadi bana sigara al diye yollanması... Bunlar çocuk gelişimi açısından nekadar doğru?
2. Çocuğun bu durumu yadırgamış gibi yapıp önce inkar sonra itiraf etmesi ama fotoğraf makinesinden olay boyunca hiç bahsetmemesi nekadar doğru?
3.Çocuğun kamera görüntülerine yansıyan usta ve umursamaz tavırlarına rağmen şikayetçi olmadan salıvermek ne kadar doğru? Vicdan mı kurallar mı öncelikli olmalı?
4. Güvenliğinden emin olduğunuz bölgenin bile güvenli olmadığı, aslında heran tetikte ve paranoyakça davranmak gerektiği ne kadar acı?
5. Bu olayda herşeyi yeni öğrenen ve eğitimci olarak öncesinde önlem alabilecekken artık çok geç kalmış olan dayı ne yapmalı? Dayı yeni evliliğin borçlarını kapatamazken düştüğü mahçup durum karşısında herşeyi yapmış olması nedeniyle nekadar suçlu?
6.Vekalet davalarıyla ebeveynler arasında paslaşan çocuğun sonu nekadar parlak?
Hepsi vicdan yoklayan kafa kurcalayan sorunlar... Benim açımdan olaylar kaç gün uğraştırıp üzsede fotoğraf makinemin yenilenmesiyle sonuç buldu. Herkes için hayırlısı.....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder