21 Ekim 2009 Çarşamba

KIYIM:(

İçimin cız ettiği ve malesef özel mülk olduğu için müdahale edemediğim bir kıyıma tanıklık ettim bugün. Yıllarca soğuğa rağmen kökleriyle toğrağa bağlanarak hayata direnmiş üç tane güzelim kavak ağacını hiç acımadan gözlerimin önünde pat pat yere serdiler. Normalde işin ucundan tutmaya üşenen kişilik, kışın yakacak odun bulmanın mutluluğuyla hevesle vurdu canım ağacımın gövdesine... Off! Kaç yılda yetişecek ihtişam on dakikada yerle bir oldu sırf araçlar rahat park edebilsin diye! Bir canlıyı katlettiğiniz için bilinki katilsiniz!!!!
Bir de bugünden bir diyalog: X şahsı Y şahsını bana soruyor sözde;
X ŞAHSI: "Y şahsı gelmiş?"
BENDENİZ:"gelmiş mi?" etrafına bakınır sorduğu Y şahsı yoktur. Soruyu yanlış anladığını sanıp gitmiş demek istediğini düşünür. Çünkü daha öncede göz ucuyla X şahsı Y şahsına bakmıştır. "Gitmiş mi? "(şaşkın ifadeyle) diye sorar.
X ŞAHSI: "gelmiş dedim" der.
BENDENİZ: Buranın halkının zaman takılarıyla arasının bozuk olduğunu çakar. Y şahsı geldi mi demek istediğini anlar ve "hayır gelmedi" diye cevabı verir.
Buralı olmak beraberinde zaman takılarını birbirine karıştırmak demek oluyor. Mesela "Geçen bir ceket örmüşüm.." demek "geçen gün kazak ördüm" e tekabül ediyor. Yani sanki bipolar kişilk ve yaptığı işten habersiz gibi. Yalnış anlaşılmasın. Edebiyat dehası değilim, yargılamıyorumda anlamakta zorlanıyorum. 3 vakte kadar alışıcam sanırım:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder